Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/15982 E. 2014/6344 K. Sayılı ilamında taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince, sözleşmedeki bir kısım edimlerin yerine getirilmesinden sonra sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçerli olmadığının ileri sürülmesini dürüstlük kuralına aykırı olarak değerlendirmiştir. Dolayısıyla resmi şekilde yapılması gereken bir sözleşmenin, adi yazılı şekilde yapılması sonrasında sözleşmedeki edimlerin bir kısmını yerine getiren tarafın daha sonra diğer edimleri yerine getirmeyerek sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesi dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığından kabul görmeyecektir. Söz konusu Yargıtay kararı;
“Dava ve karşı dava limited şirket hisse devri nedeniyle taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, adi yazılı protokolün 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Limited şirketin 2 ortağı olan davacı/karşı davalı … ile davalı/karşı davacı … 01.08.2008 tarihinde adi yazılı protokolü düzenledikten sonra aynı gün davacı/karşı davalı … noterde kendisine ait %35 hisseyi, bu tarih itibariyle tek kişilik şirket olamayacağından, diğer hissedar davalı …’in oğullarına devretmiş, devirden sonra davalı …’in de imzaladığı ortaklar kurulu kararı alınmış ve devir ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmiştir. 01.08.2008 tarihli devir protokolü gereğince davacı/karşı davalı … edimini yerine getirerek hissesini devrettiğine göre, bu protokolün adi yazılı olması nedeniyle geçerli bulunmadığını ileri sürmek MK’nın 2. maddesine aykırıdır. Bu nedenle, mahkemece usulüne uygun hisse devir protokolü gereğince asıl dava ve karşı davanın değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/15982 E. 2014/6344 K.”
Yukarıda yer alan Yargıtay Kararı’na ilişkin Yapay Zeka tarafından açıklanmış halini aşağıda bulabilirsiniz.
Bu Yargıtay kararı, bir sözleşme durumunda dürüstlük kuralına aykırılığın hukuki sonuçlarını açıklamaktadır. Taraflar arasında bir sözleşme yapılmış ve bir taraf, bu sözleşmenin gereğini yerine getirdikten sonra, resmi bir şekilde yapılmadığı iddiasıyla sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmüşse, Yargıtay bu tür bir davranışı dürüstlük kuralına aykırı olarak değerlendirmiştir.
Yani, bir taraf, sözleşmenin bazı edimlerini yerine getirdikten sonra, diğer tarafın, resmi şekilde yapılması gereken bir sözleşmenin geçerliliğini sorgulaması ve bu nedenle kendi edimlerini yerine getirmemesi, dürüstlük kuralına uymadığı için mahkeme tarafından kabul görmemektedir.
Bu karar, hukukun dürüstlük ve iyi niyet prensiplerini vurgulamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmelerin, tarafların açık iradesine dayandığı ve her iki tarafın da bu iradeye saygı göstermeleri gerektiği düşüncesini yansıtmaktadır. Ayrıca, bu karar, resmi şekilde yapılmayan bir sözleşmenin bile geçerli olabileceğini belirtirken, bu tür durumların mahkemelerde dürüstlük kuralına aykırı olarak ele alınmasının hukuki sonuçlarını açıklamaktadır.